haylazforum.net


Geri Git   haylazforum.net > HAYLAZ FORUM KÜLTÜR VE SANAT FORUMLARI > Genel Kültür - Sanat Forumu
Genel Kültür - Sanat Forumu Tarih ve Kültürün Yer Aldığı Bölüm.

porno izle gaziantep escort gaziantep escort
youtube abone hilesi
Kullanıcı Etiket Listesi

 
LinkBack Seçenekler
Alt 24.Aralık.2018   #1
DurumuÇevrimdışı
Banned
Ersin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Üye No: 20
Üyelik tarihi: 06.Aralık.2018
Şehir: Avrupa
Mesaj Sayısı: 4,682
Konu Sayısı: 2282
Beğendikleri: 540
Alınan Beğeni: 283
HF Ticaret Sayısı: (0)
HF Ticaret Yüzdesi: (%)
Ruh Hali
Kan Grubum: AB RH +

Standart Elif, Dal ve Be

'Edeb’ kelimesi Arapça bir isim ve “iyi terbiye, naziklik, usluluk, zariflik” anlamlarına geliyor. “Edb” kelimesi; e (eline), de (diline) ve b (beline) harflerinden oluşmaktadır ki hayatımızı tanzim ederken uymamız gereken kuralların neredeyse genelini birden ifade eder.


Eskiden hemen her medresenin ve çoğu dergahın giriş kapısın üzerinde ta'lik veya celi sülüsle yazılmış bir "Edeb Yâ Hû" levhası vardı. Bu da gösteriyor ki gerek fenni ilimlerin ve gerekse manevi ilimlerin başlangıç noktası edep’ten geçmektedir.
İlim meclislerini gezdim, kıldım ilmi talep
Dediler; ilim en sonunda, ille edep ille edep


21. yüzyılın insanları olarak bizler, edebin ne olduğunu ve ne olmadığını biraz unuttuk galiba. Geçmiş kültürümüzde, özellikle Osmanlı kültüründe, edebin özel bir yeri vardı günlük yaşantıda. İnsanlar oturup kalkmalarını, küçük ve büyükleriyle konuşmalarını, sokakta yürüyüşlerini, hasılı hayatın her aşamasındaki hal ve hareketlerini edebi gözeterek düzenlerlerdi. Bu noktada “adab-ı muaşeret” adı altında yazılan kitaplara göz atmamız, bizim edebi ne kadar ihmal ettiğimizi ortaya koyacaktır.


Edebe dair birkaç misal verelim. Örneğin: Kapıdan içeriye girilirken, dışarıya çıkılırken arka dönülemez. Bunun için de ayakkabılar, dışarıya değil, içeriye doğru çevrilir; dışarıya çevirmek, “git, bir daha gelme” demektir.


Herhangi bir toplumda oturulurken konuşan kişinin sözünü kesmek veya bir kişi konuşurken başkasıyla konuşmaya başlamak, mecliste fısıltı şeklinde de olsa gizli konuşmak veya kulaktan kulağa bir şeyler söylemek hep edeb dışı hareketlerdir. Yemek yenirken kişinin ağzını şapırdatmaması; bir şey içerken höpürdetmemesi gerekir. Fincan, bardak, tabak ve çatal-kaşık gibi kullanılan gereçlerden ses çıkartılması; gülerken tebessüm şeklinde değil de kahkahayla gülünmesi edebe aykırıdır.


Edeb öncelikle Allah’a karşı olmalıdır. Kulun Allah’a karşı edebi ise: O’na şirk koşmaksızın yalnızca O’na iman etmesidir. Allah’ı sevmek, O’nu noksan sıfatlardan tenzih etmek, O’na dua ve ibadette bulunmak kulun Rabbisine karşı göstermesi gereken diğer edeplerden bazılarıdır.


Edeb bir tac imiş Nur-u Hüda’dan
Giy o tacı, emin ol her beladan…


Edepte kusur edilmemesi gereken bir diğer konu da Efendimiz’e karşı olan tutumlarımızdır. Bakınız ecdadımız Efendimiz’e karşı nasıl bir edep takınmaktaydı. Hicaz demiryolu döşenirken, Medine çevresinde rayların altına keçe konulması ve böylelikle Efendimizin sesten rahatsız olmamasını sağlamaya çalışmak, edebe verilen önemden olsa gerek.


Şair Nabi’nin edeple ilgili yaşadığı hadiseyi bilmeyenimiz yoktur sanırım. Genç okuyucularımız için yinelemekte fayda var.


Osmanlı devrinde yaşamış arif ve meşhur şâir Yusuf Nâbî (rah.), 1678 yılında bir kafile ile hacc yolculuğuna çıkmıştı. Kafilede devletin ileri gelen paşaları da bulunuyordu. Kafile hicaz bölgesine girince Hz. Peygamber’i ziyaret aşkı Nâbî’yi iyice sardı. Öyle ki, vücudu bir hoş oldu, uykusu kaçtı, hiç uyumadı. Bir gece yarısı kafile Peygamber şehri Medine-i Münevvere’ye yaklaştı. Kafilede bulunan Eyüplü Râmi Mehmed Paşa o esnada kıble tarafına doğru ayaklarını uzatmış uyuyordu. Rasul-i Kibriya’nın beldesine girerken arkadaşlarında gördüğü bu manzara Nâbî’ye hiç de hoş gelmedi. Paşayı uyandıracak bir şekilde şu meşhur beyitleri söylemeye başladı:


Sakın terk-i edepten, kûy-i mahbûb-ı Hüdâdır bu!
Nazargah-i ilahîdir, Makam-ı Mustafadır bu.
Mürâât-ı edep şartıyla gir Nabî bu dergaha,
Metâf-ı kudsiyadır, bûsegâh-ı enbiyadır bu.


Açıklaması şöyledir: “Edebi terk etmekten sakın! Zira burası Allah-u Teala’nın Habibi’nin beldesidir. Burası, Hak Teala’nın devamlı nazar kıldığı bir yerdir; Muhammed Mustafa’nın makamıdır. Ey Nâbî! Bu dergaha edebin şartlarına dikkat ederek gir. Sakın edebi basite alma. Burası, büyük meleklerin etrafında pervane gibi döndüğü, peygamberlerin eğilip eşiğini öptüğü bir yerdir.”


Bu beyitleri işiten paşa, gözünü açar, hemen kendine gelir, ikazın sebebini anlar, ayaklarını toplar, doğrulur. Nâbî’ye dönerek:


- Ne zaman yazdın bunları? Senden başka duyan oldu mu onları? diye sorar. Yusuf Nâbî:
- Bunları daha önce herhangi bir yerde söylemiş değilim. Şimdi, sizi bu halde görünce elimde olmadan yüksek sese söylemeye başladım. İkimizden başka bilen yok! Der. Paşa:


- Öyleyse bu aramızda kalsın, diye ikaz eder. Nâbî susar, yola devam eder.


Kafile, sabah ezanına yakın Hz. Rasulullah’ın mescidine yaklaşır. Bir de bakarlar ki, mescidin minârelerinden müezzinler, ezandan önce, Nâbî’nin: “Sakın terk-i edepten...” beytiyle başlayan nâtını okuyorlar. Nâbî ve paşa hayret ederler. Mescide girip, namazı kıldıktan sonra, hemen müezzinin yanına koşarlar. Nâbî, heyacanla:


- Allah adına, peygamber aşkına söyle, sen ezandan önce okuduğun o beyitleri kimden, nereden ve nasıl öğrendin? Diye sorar. Müezzin önce cevap vermek istemez, Nâbî ısrar ve rica eder. Bunun üzerine müezzin:


- Resûl-i Kibriya (sav) Efendimiz, bu gece bütün müezzinlerin rüyasını şereflendirerek: “Ümmetimden Nâbî isimli birisi beni ziyarete geliyor. Bana olan aşkı her şeyin üzerindedir. Kalkın, ezandan önce, onun benim için yazdığı beyitleri okuyarak kendisini karşılayın, mescidime girişini kutlayın!” buyurdu. Biz de Efendimizin emirlerini yerine getirdik, der. Nâbî, hepten şaşırır ve heyecanlanır, dayanamayıp ağlar. Göz yaşları içinde müezzine tekrar:


- O iki cihanın Efendisi, gerçekten Nâbî mi dedi, o benim ümmetimdendir mi buyurdu? Diye sorar.
Müezzin:


- Evet, Nâbî dedi, o benim ümmetimdendir buyurdu, deyince, Nâbî bu iltifata daha fazla dayanamaz, sevincinden düşüp bayılır. Bir zaman sonra ayıldığında, paşayı ve müezzini yanında ağlarken bulur.


Nabi’nin bu örneğinde de görüldüğü üzere, bizler ne kadar edebe riayet edersek Allah katında da, Efendimiz katında da ve yaşadığımız dünya içinde de o kadar değere layık olacağız.
İbnu Abbâs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ben Resûlullah (aleyhissâlatu vesselâm)ın terkisinde idim. Bana şu nasihatte bulundu: ‘Yavrum! Allah'a karşı (emir ve yasaklarına uyarak edebini) koru, Allah da seni (dünya ve âhirette) korusun.”
Edebe riayet edilmesi gereken bir diğer konu da Kuran-ı kerim’dir. Kuran-ı kerim’in Allah’ın kutsal kitaplarından biri olduğuna iman etmek; onu başucu kitabı yaparak, yüzünden okumak ve tefsirini de ayrıca okuyup Allah’ın bize verdiği mesajları anlamaya çalışmak ve o mesajlar doğrultusunda hayatımızı tanzim etmek; Kur’an okunurken onu huşu içinde dinlemek ve abdestsiz elimize almamak vs. gibi edepler başlıca şiarımız olmalıdır.


‘Edeb’ kelimesinin dilimizdeki zengin muhtevasını ve milli-manevi hayatımızdaki önemini bu sayfalara sığdırmak mümkün değil. Ancak, biz bir hatırlatmada bulunmak istedik.

  Alıntı

Ersin Üyenin Son 5 Konusu
Baslik Kategori Son Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj
10.02.2019 - Star Günlük Gazete Manşetleri Ersin 0 672 10.Şubat.2019 17:32
10.02.2019 - Yeni Şafak Günlük Gazete Manşetleri Ersin 0 556 10.Şubat.2019 17:31
10.02.2019 - Güneş Günlük Gazete Manşetleri Ersin 0 518 10.Şubat.2019 17:30
10.02.2019 - Türkiye Günlük Gazete Manşetleri Ersin 0 525 10.Şubat.2019 17:29
10.02.2019 - Akşam Günlük Gazete Manşetleri Ersin 0 513 10.Şubat.2019 17:28


Bookmarks

Etiketler
dal , elif


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB kodu Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Elif Buse Doğan ~ Gülüm Soldu Ersin Şarkı Sözleri 0 12.Aralık.2018 11:56
Elif Be Te Se Ersin Dini Hikayeler 0 11.Aralık.2018 13:32


Yukarı Çık
ankara escort ankara escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort adana escort escort eryaman eryaman escort kızılay escort ankara escort bayan escort ankara çankaya escort kızılay escort ankara eskort