haylazforum.net

haylazforum.net (https://www.haylazforum.net/)
-   İslamda Kadın ve Aile (https://www.haylazforum.net/123-islamda-kadin-ve-aile/)
-   -   İslam’da Kadının Eğitim ve Öğretimi (https://www.haylazforum.net/islamda-kadin-ve-aile/5304-islam-da-kadinin-egitim-ve-ogretimi.html)

Herkül 23.Aralık.2018 21:41

İslam’da Kadının Eğitim ve Öğretimi
 
İslam’da Kadının Eğitim ve Öğretimi
[Linki Görebilmeniz Icin Üye Olmaniz Gerekiyor! Üye Olmak Icin Tiklayin...]

İslâm, erkeğe verdiği eğitim-öğretim hakkını kadına da vermiştir. Bu konuda müracaat ettiğimiz âyet ve hadislerin bazıları umumî bir hitapta bulunmuş ve bu umumilik içine kadını da dâhil etmiştir. Diğer bazılarında ise kadının ilim elde etme ve öğretme hakkı bizzat zikredilmiştir. Mesela

“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”(Zümer Sûresi, 39/9) âyeti kadınların bilmesini de içine alacak şekilde geniştir. Kur’ân’da geçen: “Rabbim ilmimi arttır.” (Tâhâ Sûresi, 20/114)duası, kadın ve erkek herkesin yapabileceği bir duadır.

“İlim öğrenmek erkek kadın her Müslüman’a farzdır.”(İbn Mâce, mukaddime 17),

“Kadınlara Cuma, cihad ve cenaze hariç erkeklere farz kılınan her şey farz kılınmıştır.”(Abdurrezzâk, Musannef, 5/298) gibi hadislerde ise kadın ayrıca zikredilmektedir. Peygamber Efendimiz’in cariyeler hakkındaki şu beyanları, değil hür kadınların, köle kadınların bile ilim öğrenme konusundaki haklarını ortaya koyar: “Bir insanın cariyesi olur, ona güzel bir tahsil ve eğitim verir, sonra da onu azad ederse, Allah onu iki katıyla mükâfatlandırır.”(Buhârî, cihâd 145)

Kur’ân ve hadislerde kadınlara tanınan eğitim-öğretim hakkı, Efendimiz zamanında pratik hayatta uygulanmış daha sonraki devirlerde de bu istikamette devam etmiştir. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) zamanında, erkeklerle beraber kadınlar da camiye geliyor, verilen vaaz ve hutbelerden, yapılan sohbetlerden onlar da istifade ediyorlardı. Sorusu olan bir kadın, ya Peygamber Efendimiz’e (sallallahu aleyhi ve sellem) gelip bizzat soruyor ya da bir aracı vasıtasıyla iletiyordu. Genç bir kız, kendisini istemediği bir erkekle zorla evlendirmek isteyen babasını gelip Allah Resûlüne şikâyet edebiliyor, Peygamber Efendimiz de babasıyla konuşuyor ve neticede kızı haklı buluyordu. Bir kadın, gelip kocasının kendisini haksız yere boşadığını söylüyor, yuvasının dağılmaması için yalvarıyor, ardından gönülleri rahatlatıcı hükümleri bildiren bir âyet iniyordu. Esma Validemiz geliyor Efendimiz’e kadınlara ait hususi bir soru soruyor, mahrem bir mevzu olmasına rağmen soru sormaktan sıkılmıyor, Efendimiz ise bu sorulara gayet açık ve tatmin edici cevaplar veriyordu. İşte kadın, Allah Resûlü zamanında derdini anlatma, ihtiyaçlarını dile getirme, soru sorma ve ilim alma konusunda bu kadar rahattı. Daha önce insan yerine konmayan bu muallâ varlık, İslâm’ın gelmesiyle büyük bir mevki kazanmış ve esas olması gereken yere çıkmıştı.

Herkül 23.Aralık.2018 21:43

Kadınların İlim Alma Yolları

1- Kadınların Mescide Gidip Gelmeleri

“Kadınların mescitlere gitmesine engel olmayın fakat evleri onlar için daha hayırlıdır.”(Müslim, salât 134–137) , “Kadınlarınız gece mescide çıkmak için izin istediklerinde onlara izin verin”(Müslim, salât 139), “Kadınlar cemaate katılmak istediklerinde, koku sürünmesinler.”(Müslim, salât 141) gibi hadis-i şeriflerinde Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kadınların camiye gelebileceklerini bildirmişti. Hatta özel günlerinde kadınların bayram namazına gelmelerini ve cemaatin gerisinde durarak tekbirlere iştirak etmelerini tavsiye ediyordu.(Buhârî, îdeyn 15)

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), âyetler indiğinde, onları önce erkeklere sonra da kadınlara okuyordu.(İbn İshâk, Sire, 128) Hatta zaman zaman kadınların ortasında ayakta durup onlara da âyetleri okuyup anlattığını biliyoruz.(Ahmed b. Hanbel, Müsned, 4/590; Taberânî, Mu’cemü’l-Kebîr, 24/243)

Evet, mescitler kadınlara açıktı, bugün de açıktır ancak bazı şartlar da yok değildi. Namazın huzuruna, huşuuna mâni kokular sürmeyecekler, süslenmeyecekler, erkeklerle karışıp gitmemeye özen göstereceklerdi. Erkeklerle kadınların karışmaması için Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şu kapıyı keşke kadınlara ayırsaydık diye arzusunu belirtmişti. O zamanki şartlar içinde yapılamamış bulunan iş Hz. Ömer döneminde bizzat kendisi tarafından yerine getirilmiş ve kadınların mescide girişleri için ayrı bir kapı tahsis edilmişti.(Ebû Dâvud, salât 17) Bu kapıya bugün de hâlâ “Babu’n-Nisa=Kadınlar Kapısı” denir.

Şu hâdise de camilerin kadınların istifadesine her zaman açık olduğunu beyan eder: Ümmü Seleme Validemiz, evinde bir kadının saçlarını tararken, Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem), “Ey insanlar!” dediğini duymuş ve hemen mescide yönelmişti. O sırada saçlarını taratan kadın, “Allah Resûlü erkekleri çağırıyor, ben ise kadınım.” deyince Ümmü Seleme Validemiz: “Ben de insanım.” cevabını vermişti.(Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 7/422; Müslim, fedâil 9) Sahâbe kadınlarından Hind binti Useyd (radıyallahu anhâ), Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), Kaf Sûresini hutbede çok okuduğu için ezberlediğini söylemişti.(İbn Sa’d, Tabakât, 8/296)

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), sadece Cuma günleri değil diğer günler de namazlardan sonra mescitte, inen âyetleri tebliğ ve tefsir ediyor, o âyetle ilgili olan ya da olmayan sorulara cevaplar veriyordu. İşte bu sohbetlere kadınlar da katılıyor, hatta sorular da soruyorlardı.(Buhârî, ilim 41)

Kadınların sohbetleri ve hutbeleri dinlemeleri daha sonra Hulefa-i Raşidin döneminde de devam etmiştir. Hz. Ömer hutbe verirken bir kadının kalkıp mehirlerin yüksek tutulmasıyla alâkalı fikrine karşı çıkması ve bunu âyetten delil getirerek rahatlıkla ifade etmesi, bu meselede bir örnektir. Bu anlatılanlardan da anlaşılıyor ki kadınlar asr-ı saadette -bazen çeşitli tedbirlerle beraber- mescitlerin manevî ve ilmî feyizinden istifade etmişler ve hep ilme açık olmuşlardır. Mescidin fonksiyonu devam etmekle beraber bugün aynı vazifeyi paylaşan okullar, kurslar, üniversiteler, eğitim merkezleri gibi başka müesseseler de vardır.

2- Peygamberimizin Özel Sohbet Günleri

“Allah, beni bir muallim olarak gönderdi.”(İbn Mace, Mukaddime 229) diyen ve ümmetinin içinde erkeklerle beraber kadınların eğitimiyle de ilgilenen Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), kendisine özel sohbet talebiyle gelen kadınlara hususi bir gün ayırmış ve onlara vaazlar vermiştir.

Bir gün Medine’nin kadınları gelerek şöyle demişlerdi: “Ey Allah’ın Resûlü, erkekler Sizi dinleyip Sizden istifade etme konusunda bizi geçtiler. Bize de müstakil bir gün ayırsanız!” Allah Resûlü, bunun üzerine onlara bir gün verdi. O belirli günde onlara nasihat eder ve bazı emirlerde bulunurdu.(Buhârî, ilim 36)Hatta Mekke’de ilk medrese konumunda olan Dâru’l-Erkam’da (Erkam b. Erkam’ın evinde) kadınların da olduğu bilinmektedir.(İbn Hişâm, es-Sîretu’n-Nebeviyye, 2/312)

Buhârî’nin, “Devlet başkanının kadınlara nasihatte bulunması” bölümünde zikrettiği bir hadis-i şerifle alâkalı olarak İbn Hacer şöyle der: Buhârî bu başlıkla, ailenin öğretimiyle ilgili teşvikin, kişinin sadece kendisine mahsus olmayıp bunun devlet başkanı ve onun yetki verdiği kimselere de yönelik olduğuna dikkat çekmiştir.(İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, 1/232) Yani kadınların eğitimiyle alâkalı mesuliyetin bir kısmı da devlete aittir ve devletin bu konuda gerekli imkânları sağlaması gerekir. Dolayısıyla valiler, kaymakamlar, müftüler, imamlar, vaizler ve diğer yetkin ve yetkili insanlar, devleti temsil eden şahıslar olarak bu vazifeyi yerine getirmekle mükelleftirler.

3- Sahabenin Ailesine Tebliği

Allah Resûlü zamanında mescitte bazı sahabenin kaldığı ve sürekli ilimle meşgul oldukları yere “Suffe” denirdi. Burada kadınların da suffesi olduğundan bahsedilmektedir. Sahâbe, kadınıyla erkeğiyle burada öğrendiği ilmi doğrudan evine taşıyor ve ailesini de bilgilendiriyordu. Zaten:

“Ey inananlar, kendinizi ve ailenizi öyle bir ateşten koruyun ki yakıtı insanlar ve taşlardır.”(Tahrim Sûresi, 66/6) âyetine muhatab olan o hassas insanların başka türlü yapmaları da düşünülemezdi. Böylece kadınlar, kocalarından kendilerine gelen bilgilerle de ilimlerini arttırmış oluyorlardı.(Buhârî, ilim 25-26)

Kettânî’nin verdiği bilgiye göre Sahâbe, Hz. Ömer’in halifeliğinden önce kardeşlerini ve kızlarını okutur, sonra da onları okutucu olarak vazifelendirirdi ve bu zincirleme olarak devam ederdi. Daha sonra, Hz. Ömer okullar açtırarak çocukların eğitim ve öğretimi için görevliler tayin etmiştir.(Kettânî, et-Terâtibü’l-idariyye Tercümesi, 3/107)

Kadının kocasından ilim alması mehir konusuna da yansımış, evlilikte, erkeğin mehir olarak eşine, ezberindeki âyetleri öğretmesi kabul görmüş ve hükme bağlanmıştır.(Mevsûatu’l-Fıkhiyyeti’l-Kuveytiyye, 39/156)

4- Özel Olarak Peygamberimize Soru Sormaya Gelmeleri

Kadınların, Efendimiz ve Hulefa-i Raşidin döneminde ilim almak için soru sormaktan çekinmediklerini görüyoruz. Dışarıda herkesin soru sormasına müsaade eden Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), ayrıca öğleden sonra huzuruna girilip soru sorulması için de izin veriyordu.(Heysemî, Mecmaü’z-Zevâid, 1/161) Örnek olarak Mücadele Sûresinin inişine sebep olan hâdiseyi zikredebiliriz: Havle binti Salebe, kocasının kendisini boşadığı şikâyetiyle Peygamber Efendimiz’e gelmiş ve kocasının kendisini boşadığını söyleyerek derdini dökmüştü: “Ey Allah’ın Resûlü, Evs benimle genç ve cazip olduğum sırada evlendi. Bunca zaman ona hizmet ettim. Çocuklar doğurup büyüttüm. Gençliğim gidince beni ortada bıraktı. Kocama dönme imkânı yok mu? O da buna razı?” Bu ısrarlı yakarmalardan sonra Mücadele Sûresinin ilk dört âyeti nazil oldu.

Hz. Âişe validemiz, Ensar kadınları hakkındaki bir hayretini şöyle dile getirir: “Ensar kadınları ne hoş, hayâları, soru sorarak ilim öğrenmelerine mâni olmuyor!” İşte bu kadınlardan biri olan, Hz. Enes’in annesi Ümmü Süleym, Peygamberimiz’e gelmiş ve: “Allah, hak olan bir meseleyi açıklamaktan çekinmez. Bu yüzden ben de çekinmeden soruyorum.” deyip kadınların gusül abdesti alması konusunu soruvermiş, Allah Resûlü de güzelce açıklamıştı. Hadisi bize rivayet eden Ümmü Seleme Validemiz merakını yenemeyerek: “Kadınlara da mı gusül gerekiyor?” diye sormuş Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ona da aynı açıklıkla cevap vermişti.(Buhârî, ilim 50) Bu rivayetten anlaşılıyor ki Allah Resûlü’ne kadınlar da gelip soru soruyorlar ve O, sordukları her mevzuya anlayacakları en güzel şekilde cevap veriyor ve onları memnun ediyordu.

Kadınların eğitiminde gösterilen hürriyet anlayışındandır ki dinimizin büyük bir bölümü bize Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) hanımlarından gelmiştir. Bu konuda en başta gelen validemiz Hz. Âişe’dir (radıyallahu anhâ).


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 22:22.

Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright © 2024 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.
Content Relevant URLs by vBSEO 3.6.1

User Alert System provided by Advanced User Tagging (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.Navbar with Avatar by Motorradforum