haylazforum.net

haylazforum.net (https://www.haylazforum.net/)
-   Cumhuriyet Tarihi (https://www.haylazforum.net/66-cumhuriyet-tarihi/)
-   -   1923-1930 Arası Dış Politika (https://www.haylazforum.net/cumhuriyet-tarihi/97-1923-1930-arasi-dis-politika.html)

Baby 13.Ekim.2018 14:47

1923-1930 Arası Dış Politika
 
Bu dönemde, Lozan’dan kalan sorunların çözümüyle uğraşılmıştır.

1.Nüfus Mübadelesi (Değiş - Tokuş) Sorunu
•Lozan Antlaşması’na göre, Batı Trakya Türkleriyle İstanbul’daki yerli Rumlar hariç, Türkiye’deki Rumlar ve Yunanistan’daki Türkler yer değiştirecekti.
Yunanistan, işgal yıllarında İstanbul’a getirdiği Rumların da İstanbul’da kalmasını isteyince, Türkiye bunu kabul etmedi.
Yunanistan, Batı Trakya’daki Türklerin mallarına el koydu. Buna
karşılık Türkiye de misilleme yapıp İstanbul’daki Rumların mallarına el koyunca problem çıktı.
Yunan Başbakanı Venizelos, Türkiye’yi ziyaret edince gerginlik azaldı ve mesele 1930’da yapılan bir dizi antlaşmayla Lozan’daki hâliyle çözümlendi.
•Türk - Yunan ilişkileri, 1954’te Kıbrıs’taki Rumların Türklere zulüm ve baskıları sonucu yeniden bozulacaktır.
Etabli: Bir yerde sürekli oturan, oralı olan anlamına gelmektedir. Lozan’da alınan mübadele kararında Türkiye 1918 öncesinde İstanbul’da oturan Rumları etabli saymıştır. bu nedenle Türkiye'de çok sayıda Rum'un kalmasından yanaydı. Türkiye ile Yunanistan arasında ağır buhranlara neden olan bu uyuşmazlık, 10 Haziran 1930’da imzalanan antlaşma ile giderilmiştir. Bu antlaşma, aradaki gergin havayı yumuşattığı gibi Türk-Yunan dostluğunun da başlangıcı oldu. Bu dostluk, Balkan Paktı'nın kurulmasıyla pekişti.

2.Yabancı Okullar Sorunu
Tanzimat’tan sonra ülkemizde çok sayıda yabancı okul açılmıştı. Bu okullar etkili bir şekilde denetlenmediği için, bu okullardan Türkiye aleyhine çalışan ajan ve bölücü kişiler de yetişmekteydi.
Lozan’da yabancı okulların denetim hakkı tamamen Türkiye’ye bırakılmıştı. Bu okullar, Türk Hükümeti’nin düzenleyeceği kanun ve yönetmeliklere göre eğitim yapabileceklerdi.
•Türkiye, Lozan Antlaşması’ndan sonra bu okullara tanınan ayrıcalıkları kaldırma kararı aldı.
Başta Fransa ve Papalık, bu okullar hakkında Türkiye ile görüşme isteğinde bulundu. Ancak, Türkiye bunu kendi iç işlerine karışma anlamına geldiği için reddetti.
Türk Hükümeti 1925 yılında yabancı okullarla ilgili olarak şu kararları aldı:
-Yabancı okullar Milli Eğitim Bakanlığı’nca denetlenecek, müfredat programları bakanlığın belirleyeceği esaslara göre yürütülecekti.
-Yabancı okullarda tarih, coğrafya ve yurttaşlık bilgisi dersleri zorunlu olacak, bunlar Türk öğretmenlerce ve Türkçe olarak okutulacaktı.
-Bu okullarda müdür başyardımcısı Türk olacaktı.
-Yabancı okullardaki dini tören ve derslere ancak aynı dine mensup olan gayrimüslim öğrenciler katılabileceklerdi.
Hükümetin aldığı bu kararlara uymayan okullar kapandı. Diğerleri ise faaliyetlerine devam ettiler.
Yabancı okullar konusunda Türkiye ile en çok muhatap olan devlet Fransa'dır. Sorunun Fransa’nın istediği gibi çözümlenmemesi Türk-Fransız yakınlaşmasını geciktirmiştir. Fakat Hatay sorununun çözümlenmesinden sonra ilişkiler normale dönecektir.

3.Irak Sınırı ve Musul Sorunu
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasının ardından Musul, 3 Kasım 1918’de İngilizler tarafından işgal edilmişti (Bu durum ateşkese aykırıdır.).
Lozan Konferansı’nda Türk heyeti, Musul’un Misakımilli sınırları içinde olduğunu, bu nedenle de Türkiye’ye bırakılması gerektiğini savundu.
İngiltere ise, Musul’un Irak’a ait olduğunu iddia etti. Bu nedenle Lozan Konferansı’nda Musul konusunda bir anlaşma sağlanamadı ve bu sorunun daha sonra Türkiye ile İngiltere arasında yapılacak ikili görüşmelerle çözümlenmesi kararlaştırıldı.
Musul sorunu ile ilgili görüşmeler, 19 Mayıs 1924’te İstanbul’da başladı. Türkiye, bölgede referandum (halk oylaması) yapılmasını istedi. Ancak, Türk nüfusunun çok olduğunu bilen İngiltere bunu çeşitli bahanelerle reddetti.
İngilizlerin, Lozan’daki tutumlarında değişiklik olmaması nedeniyle uzlaşmaya varılamadı.
İstanbul Konferansı’nın sonuç vermemesi üzerine İngiltere, Irak sınır bölgelerinde karışıklıklar çıkarmaya başladı. Şeyh Sait İsyanı’nı destekledi.
Bu iç sorun yüzünden, sınır bölgesinde gerekli bir askeri harekâtta bulunulamadı.
Musul sorunu, çözümü için Milletler Cemiyeti’ne götürüldü; ancak İngiltere’nin güdümünde olan cemiyet de konuya bir çözüm getiremedi. Konu, daha sonra Yüksek Adalet Divanı’na götürüldü. Buradan da olumlu bir sonuç çıkmadı.
•Türkiye’nin çözüm bekleyen birçok ekonomik ve sosyal sorunu vardı. Musul için yeniden savaşmak kolay değildi. Artık Türkiye barış içinde yaşamak istiyordu.
Üstelik Mustafa Kemal, devam eden inkılapların tehlikeye girmesini istemiyordu. Bu nedenlerle 5 Haziran 1926’da yapılan Ankara Antlaşması’yla Musul Sorunu çözümlendi ve Türk-lrak sınırı çizilmiş oldu.
Buna göre:
-Musul, Kerkük, Süleymaniye ve Erbil Irak sınırları içinde kaldı.
-Musul bölgesinde çıkarılan petrol üzerine konan vergi gelirinin yüzde onunun 25 yıl süreyle Türkiye’ye verileceği kararlaştırılmıştır.
-Türkiye, 500 bin İngiliz sterlini karşılığında bu hakkından da vazgeçmiştir (Musul Sorunu’nun çözümlenmesi, Türkiye’nin Milletler Cemiyeti’ne girmesine ortam hazırlamıştır.).

Musul'un kaybedilmesindeki en etkili iç olay, devlete karşı çıkarılan Şeyh Sait İsyanı’dır.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:09.

Powered by vBulletin® Version 3.8.9
Copyright © 2024 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.
Content Relevant URLs by vBSEO 3.6.1

User Alert System provided by Advanced User Tagging (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.Navbar with Avatar by Motorradforum